Bitcoin 21. Yüzyılın Altını Mı?

Bitcoin: 21. Yüzyılın Altını Mı?

Merkezi bir otoriteye bağlı olmayan, internet aracılığıyla kullanılan sanal para olarak tanımlanan kripto paraların önde geleni Bitcoin, pandemi yılı 2020’nin en fazla kazandıran yatırım aracı olmuştur. Halen 24000$ sınırındaki kripto paranın günlük kazancı %20’leri bulurken, yıllık kazanç oranı da %200’leri aşmış durumdadır. 2017 yılı sonunda 20000$ sınırına dayanan, daha sonraları duraklamaya giren, Korona virüsün patlak verdiği geçtiğimiz Mart başında fiyatı 3867$’a kadar inen Bitcoin’in bu hızlı yükselişi bir öncekinden farklı mıdır? Bu baş döndürücü yükselişin gerisinde yatan etmenler nelerdir? Yükseliş, finansçıların sevdiği deyişle rally, kalıcı olabilecek midir? Ve de geleceğe ilişkin beklentiler nelerdir? Bu soruları kısaca yanıtlamaya çalışalım.

Yükseliş 2017’den Farklı

Bitcoin’in yıl başından beri hızlı artışı 2017 rally’sinden farklı olup, kalıcı olacağa benzemektedir. Belirtilmesi gereken yalnızca geçtiğimiz Ekim ve Kasım aylarında fiyatı %90’ın üzerinde artan Bitcoinde ağırlıklı talebin kurumsal yatırımcılardan gelmesidir. Internet üzerinden çalışan, e-posta ile istenilen kişiye para göndermeyi sağlayan, ödeme sistemi Pay Pal geçtiğimiz Ekim ayında kripto para ile ödemeyi kabul etmeye başlamıştır. Ayrıca, ağdaki 26 milyon işyerinin kripto para ile ödemeyi kabul etmesi yükselişe ciddi biçimde ivme kazandırmıştır. Bir diğer ödeme şirketi Squere de nakdinin bir bölümünü Bitcoin’de tutmaya karar vermiş ve 50$ milyar tutarında 4700 adet bitcoin satın almıştır.

Covid-19 ve Güvenli Liman Arayışı

Halen tüm şiddetiyle yaşadığımız pandemi süreci giderek artan korku ve endişeler, hükümetlerin faizleri düşürme yanı sıra pandeminin yaralarını sarmak için açtıkları destek paketleri trilyonlarca doların piyasaya çıkmasına yol açmıştır. Pandeminin başlangıcından beri küresel bazda yardım paketlerinin 20$ trilyonu aştığı öne sürülmektedir. Enflasyona karşı korunma ve değer saklama aracı olarak Bitcoinin altına ciddi bir alternatif yaratması banka, hedge fonları ve benzer finansal kurumların kripto paralara ilgisini artmıştır. Kuşkusuz Bitcoin arzının 21 milyon ile sınırlı olması (halen üretilmiş olan 18,6 milyon adet, son üretim 2140 yılında), değişen arz-talep dengesi (2017 de günlük 1800’e karşı 2020 de 900’a düşen üretim) finansal kurumların artan ilgisinin bir diğer nedenidir.

Vadeli Piyasalar, Kabul ve Tanınırlılık

2017 Aralığından itibaren Bitcoine dayalı Vadeli İşlem Sözleşmelerinin Amerikan Borsalarında işlem görmeye başlaması kripto paraların tanınırlılık ve meşruiyeti açısından önemli bir adım olmuştur. Büyüklüğü 5 bitcoin olan, nakdi uzlaşma (cash settlement) yolu ile kapatılan vadeli sözleşmeler dayanak varlık olan Bitcoine sahip olmadan sanal paranın fiyat hareketlerinden yararlanma olanağı vermektedir. Borsa güvencesi, düşük  teminat, yüksek kaldıraç ile gelecekteki fiyat dalgalanmalarından korunma (hedging) ve spekülasyon kurumsal yatırımcıların Bitcoine ilgisini artıran bir etmen olmuştur. Şikago Ticaret Borsası (CME) daha sonra da Bitcoin VİS’e dayalı opsiyonları lanse etmiştir (Option on Bitcoin Futures). 2021 Şubatında bir diğer kripto para, Etherium’a dayalı vadeli işlem sözleşmesi (Ether futures) aynı borsada işlem görmeye başlayacaktır.

Yasal Düzenlemeler

Kripto paralara yönelik eleştirilerin başında yasal düzenleme ve denetim yetersizliği gelmektedir. Belirli adımların atılmasına karşın dünya uygulamasında Bitcoin ve diğer kripto paralara yönelik özel yasaların var olmadığını belirtmek gerekir.

Avrupa Birliğinde (AB) Bitcoin’in konvertibl bir para birimine ($,€ v.b) çevriminde KDV olmamasına karşın, mal ve hizmet alım-satımında söz konusu vergi yürürlüktedir. Bitcoin’i merkezi olmayan sanal para olarak tanımlayan Avrupa Merkez Bankası (ECB) Bitcoin kullanımını finansal işlemde finansal aktörler yer almadığı gerekçesiyle tavsiye etmemektedir.

ABD’de Bitcoin’i Hazine Bakanlığı sanal para, Vadeli İşlemler Komisyonu (CFTC) emtia olarak sınıflandırırken, Faiz Swap’ı (IRS) işlemlerinde kripto para varlık olarak değerlendirilmektedir.

Para aklama ve terrörizm finansmanını önleme amacıyla Bitcoin ve diğer kripto paralar ile ağ oluşturmaya yönelik bazı yeni düzenlemelerin gündemde olduğunu belirtmek isteriz. ABD Hazine Bakanlığının 18 Aralık 2020’deki önerisi kabul edilirse, banka ve finansal kurumlar belirli dijital işlemlerde tarafların kimliklerini ve kripto para içeren banka hesap cüzdanı diyebileceğimiz ‘unhasted wallet’leri raporlamak zorunda kalacaklardır[1]. Hazinenin denetimden sorumlu yetkilisi Brian Brooks her ne kadar ”Kimse bitcoini yasaklamayacak” dese de Trump’in görev devrinden önce ulusal güvenlik gerekçesiyle denetime yönelik bazı yeni düzenlemelerin devreye girmesi şaşırtıcı olmayacaktır[2].

Türkiye Açısından

Ülkemizde de kripto para üretim ve kullanımına ilişkin özel bir yasal düzenleme yoktur. BDDK, herhangi bir resmi ve özel kurum tarafından ihraç edilmeyen kripto paraları sanal para olarak değerlendirmektedir.

Vergi mevzuatı açısından ise kripto paranın emtia mı yoksa para mı olduğu önemlidir. Kripto paraların alım-satımı ile elde edilen kazancın vergi mevzuatı açısından ticari kazanç olarak vergilendirilmesi ve gelir vergisine tabi tutulması, sermaye şirketlerince elde edilen kazancın ise Kurumlar Vergisine tabi olması söz konusudur[3].

2021 İçin Beklentiler

Yıl başından beri %200’ün üzerinde getiri sağlayarak tüm yatırım araçlarını geride bırakan Bitcoin 2021’de de bu yükselişini sürdürebilecek mi? Yoksa bazılarının öne sürdüğü gibi Bitcoin bir balon mu ve bu  balon sönecek mi? Kanımca, Bitcoin’in bu hızlı yükselişi bir öncekinden oldukça farklıdır. Herşeyden önce makroekonomik koşullar Bitcoin rüzgarını destekler niteliktedir Pandemi nedeniyle derin bir durgunluğa giren ekonomileri canlandırabilmek için hükümetler ard arda destek paketleri açarken, Merkez bankaları da düşük faiz politikası izlemektedirler. Tabir caizce piyasalar adeta likiditeye boğulmuş durumdadır. Bu tablo doların tahtını sallarken, ufuktaki enflasyon  yatırımcıları “güvenli liman” arayışına yöneltmekte, bu da altının yanı sıra Bitcoin’i öne çıkarmaktadır. Makro ekonomik koşulların yanı sıra giderek artan kurumsal talep, sınırlı arz, vadeli borsaların sağladığı meşruiyet, tanınırlık ve de blockchain gibi  geleceğin veri tabanına dayanması Bitcoin’in önünü açacağa benzemektedir.

2021 için tahminlere gelince; Kripto dünyasında öne çıkan Stock to Flow (S&F) modelinin Bitcoin için 100000$, Bloomberg stratejisti Mike Mc Glonen’in 170000 $ ve Citibank’in  380000$’lık tahminleri dikkat çekicidir.

Olumlu beklentilere karşın kripto paraların yolu engebelerle doludur. Son olarak ABD Hazine Bakanlığının kara para aklama, terörizm finansmanı amaçlı kullanımı öne sürerek, ulusal güvenlik gerekçesiyle gündeme getirdiği katı denetim önerisi, fiyat hareketlerinin daha ziyade medya ve aracı kurum hareketlerine bağlı olması, senyoraj  ve komisyon gelirlerini kaybetmek istemeyen merkez bankaları ile finansal kurumlarının lobi faaliyetleri ve de Bitcoin balinaları olarak adlandırılan, piyasanın yaklaşık %40’ını elde bulunduran 1000 kadar yatırımcının zaman zaman manipulatif yaklaşımları olumlu seyrin pek de kolay olmayacağını göstermektedir.

(28.12.2020)

Prof. Dr. İhsan ERSAN

 

[1] US Treasury Proposes Sweeping New Disclousure Rules on Bitcoin, Other Cryptos”,PYMNTS.com,Dec 18,2020

[2] Top currency regulator says to expect clarity in coming weeks on bitcoin”,CNBC,Dec 4,2020

[3] Kripto Paraların Mevzuat Açısından Değerlendirmesi” Hukuk Günce, Haziran 2020.