Sermaye Piyasası Kanunu’nda Yapılan Değişiklikler (25.02.2020)

Sermaye Piyasası Kanunu’nda Yapılan Değişiklikler

7222 sayılı Bankacılık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (“Kanun”) 25.02.2020 tarih ve 31050 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak, yürürlüğe girmiştir. Kanun ile Bankacılık Kanunu’nun yanı sıra 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununda da (“SPK”) önemli değişiklikler yapılmış ve daha önce Türk hukukunda düzenlemesi olmayan belirli müesseseler kanuna dahil edilmiştir. Temel değişiklik ve düzenlemeler aşağıdaki şekilde özetlenebilir:

  • Önemli nitelikteki işlemler ve ayrılma hakkına ilişkin değişiklik

SPK, önemli nitelikteki işlemleri örnekleme yoluyla saymakta ve bu işlemlerden birine ilişkin olarak genel kurul toplantısına katılıp, olumsuz oy kullanan ve muhalefetini tutanağa geçiren pay sahiplerine paylarını halka açık ortaklığa satarak ayrılma hakkı tanımaktadır.

Kanun ile getirilen değişiklik ile önemli nitelikteki işlemlere ilişkin örnekler daraltılarak, halka açık ortaklıkların birleşme, bölünme işlemlerine taraf olması, tür değiştirmesi, imtiyaz öngörmesi veya mevcut imtiyazların kapsam veya konusunu değiştirmesi gibi yatırımcıların yatırım kararlarının değişmesine yol açacak şekilde ortaklığın yapısına ilişkin temel işlemler önemli nitelikte işlem olarak tanımlanmıştır. Böylelikle, önemli nitelikteki işlemin tespit edilmesi bakımından “yatırımcıların yatırım kararlarının değişmesine yol açacak şekilde ortaklığın yapısına ilişkin olması” şeklinde temel bir kriter getirilmiştir.

Ayrılma hakkının kullanılmak istenmesi halinde halka açık ortaklık ilgili payları önemli nitelikteki işlemin kamuya açıklandığı tarihten önceki 30 gün içinde borsada oluşan ağırlıklı ortalama fiyatların ortalamasından satın almakla yükümlüydü. Bu yükümlülük değiştirilerek, ilgili payı adil bir bedel üzerinden satın alma yükümlülüğü getirilmiştir. Böylelikle, dünya uygulamalarında sıkça görülen adil bedel (fair price) esası benimsenmiş olmaktadır. Sermaye Piyasası Kurulu (“Kurul”) adil bedele ilişkin esasları belirleyecektir. Ayrıca, Kurul ayrılma hakkının kullanılması halinde payların ortaklık tarafından satın alınmasından önce diğer pay sahiplerine veya yatırımcılara önerilmesine ilişkin usul ve esasları da belirleyebilecektir. Bu değişiklik ile ayrılma hakkının kullanılması bakımından payların ortaklık tarafından satın alınması tek opsiyon olmaktan çıkabilecek, rüçhan hakkı veya ön alım hakkına benzer şekilde payların öncelikle diğer pay sahiplerine önerilme hakkı da yaratılmış olacaktır. Son olarak, Kurula ortaklıkların niteliklerine göre ayrılma hakkının kullanılmasına ilişkin farklı usul ve esaslar belirleme yetkisi de verilmiştir. Anılan değişiklik ile birlikte ortaklık özelinde başvuru üzerine muafiyet tanınabilmesi veya farklı ortaklık yapıları için ayrılma hakkını tetikleyen hallerin farklılaştırılması mümkün olacaktır.

  • Pay alım teklifi zorunluluğu bakımından iktisabın kamuya açıklandığı tarih esas alınmıştır

SPK’da yönetim kontrolü sağlayan payların veya oy haklarının iktisap edilmesi halinde diğer ortakların paylarını almak üzere pay alım teklifi yapma zorunluluğu bulunmaktadır. Kanun ile yapılan değişiklikle, pay alım teklifi zorunluluğu pay alım teklifi yapılan tarihte pay sahibi olanlar yerine payların veya oy haklarının iktisabının kamuya açıklandığı tarihte pay sahibi olanlar ile sınırlandırılmış olup, yalnızca bu pay sahiplerine pay alım teklifinde bulunma zorunluğu olacaktır. Böylelikle, şirketin el değiştirmesi halinde ortaya çıkan pay alım teklifinde bulunma maliyeti, kapsamın daralması bakımından azaltılmış olacaktır.

  • Borçlanma araçları sahipleri kurulu oluşturuldu

Kanun ile yeni getirilen düzenlemelerden biri de ihraççının tedavülde bulunan borçlanma araçlarının sahiplerinin borçlanma aracı sahipleri kurulunu oluşturmalarıdır. Borçlanma aracının izahnamesi ve/veya ihraç belgesinde borçlanma araçları sahipleri kurulunun kim tarafından hangi hallerde toplantıya çağrılacağı ve toplantıda ne şekilde karar alınacağına dair usul ve esaslara yer verilmesi zorunlu tutulmuştur. Ayrıca, borçlanma aracının geri ödemesinde temerrüde düşülmesi halinde borçlanma araçları sahipleri kuruluna ilgili borçlanma aracının hüküm ve şartlarını değiştirme ve böylelikle yeniden yapılandırılmasına karar verme hakkı tanınmıştır. Yeniden yapılandırma konusunda karar verilmesi halinde tüm takipler duracak, ihtiyati tedbir ve haciz kararları uygulanmayacak ve zaman aşımı ile hak düşürücü süreler kesilecektir. İlgili düzenleme borçlanma araçlarının sahiplerinin birlikte hareket edebilmesi ve gereken hallerde borçlanma aracının yeniden yapılandırılabilmesine imkan tanıyacaktır.

  • Teminat yönetim sözleşmesi ve teminat yöneticisi

Kanun ile getirilen temel yeniliklerden biri sermaye piyasaları bakımından teminat yöneticisi (trust) kavramının Türk hukukuna dahil edilmesidir. Teminat yöneticisi karşılaştırmalı hukukta üçüncü bir kişi lehine belirli varlıkları tutan ve idare eden kişi olarak tanımlanmakta olup, sermaye piyasaları başta olmak üzere pek çok alanda teminat yönetim sözleşmesi aracılığı ile atanabilmektedir.

Kanunda da genel saklama yetkisine sahip, yatırım kuruluşlarının sermaye piyasası araçlarının ihracından önce ihraççı ile arasında akdedeceği teminat yönetim sözleşmesi ile teminat yöneticisi olarak atanabileceği düzenlenmiştir. Teminat yöneticisi teminata konu varlıkların mülkiyetini teminaten devralacak veya ilgili varlıklar üzerinde teminat yöneticisi adına sınırlı ayni hak (ipotek, rehin v.b.) tesis edilecektir. Teminat yöneticisi bu varlıkları koruyacak, saklayacak, temerrüt halinde veya kanun yahut sözleşme ile öngörülen hallerde teminata konu varlıkları paraya çevirecek ve satış tutarını yatırımcılar arasında paylaştıracak ve gerekli diğer işlemleri yapacaktır. Teminat konusu varlıklar, teminat yöneticisinin mal varlığından ayrı olup, teminat konusu varlıklar teminat yöneticisinin borçları nedeniyle haczedilemez, rehnedilemez ve iflas masasına dahil edilemez.

Anılan düzenleme ile yatırımcıların haklarını koruyacak şekilde üçüncü ve bağımsız bir kişi olan teminat yöneticisi lehine teminaten rehin tesis edilmesi veya teminata konu varlıkların teminat yöneticisine devredilmesi mümkün olabilecektir. Mevcut uygulamadan farklı olarak, teminat yöneticisi öngörülen hallerde rehinli varlıkları süre verme veya herhangi bir makama başvurma zorunluluğu olmaksızın hızlıca paraya çevirebilecek ve bedeli yatırımcılar arasında paylaştırabilecektir. Kurul, teminat yönetimi ve teminat yöneticisine ilişkin hususları belirleme konusunda da yetkilendirmiştir.

  • Kitle fonlamasının kapsamı genişletildi

SPK’nın kitle fonlamasını düzenleyen 35/A maddesinde yapılan değişiklik ile Kurulun kitle fonlaması faaliyetlerinin ortaklığa veya borçlanmaya dayalı olarak halktan para toplanması suretiyle yapılması konusunda belirleme yapmaya yetkili olduğu belirtilmiştir. İlgili değişiklik ile mevcut hukuki düzenleme olan ortaklığa (paya) dayalı  kitle fonlamasının yanı sıra, borçlanmaya dayalı kitle fonlaması faaliyetinin yapılabilmesinin önü açılmıştır. Anılan model ile birlikte kitle fonlamasına bireylerin yalnızca ortak olması yoluyla değil, fon vermesi yoluyla da dahil olması da mümkün olacaktır.

  • Proje finansmanı fonu ve projeye dayalı menkul kıymet

Uzun vadeli ve yoğun sermaye isteyen altyapı, enerji, sanayi veya teknoloji yatırımları gibi projelerin finansmanına katkı sağlamak amacıyla yeni bir menkul kıymet türü olarak projeye dayalı menkul kıymet oluşturulmuştur. Anılan ölçekteki projelerin nakit akışlarına dayalı olarak çıkartılacak menkul kıymetlerde projeden beklenen gelir, faiz ve anapara ödemesinde kullanılacaktır.

Bu kurguda proje finansmanına konu projenin gelirleri ve hakları fon iç tüzüğü ile kurulan ve tüzel kişiliği bulunmayan proje fonuna temlik edilmektedir. Fonun bünyesindeki mallar tıpkı diğer menkul kıymet modellerinde olduğu gibi, proje finansmanı fonu kurucusunun mal varlığından ayrı olup, projeye dayalı menkul kıymet itfa edilinceye kadar teminat olarak gösterilemez, haczedilemez ve iflas masasına dahil edilemez.

Kanun gerekçesinde de belirtildiği üzere, bu ürün ile birlikte ihraççının riskinden bağımsız olarak projelere yatırım yapılarak, projelere fon sağlanması ve proje gelirlerinin proje finansmanı fonuna aktarılarak, yatırımcıların gelir beklentilerinin netleşmesi ve uzun vadeli finansman sağlanması amaçlanmaktadır.

Anılan düzenleme ile paralel olarak, yatırım kuruluşları ve portföy şirketlerinin verebilecekleri yan hizmetlere proje finansmanı dahil Kurulca belirlenecek hizmet ve faaliyetlerde kredi ya da ödünç verilmesi ve döviz hizmetleri sunulması da dahil edilmiştir. Böylelikle, yatırımcı kuruluşların proje finansmanı kredisi vermeleri ya da proje finansman fonu kurabilmeleri mümkün olacaktır.

  • İdari para cezalarına ilişkin düzenleme

SPK madde 103 uyarınca kanuna dayanılarak yapılan düzenlemelere ve Kurul kararlarına aykırı davranılması halinde Kurul tarafından 20.000 TL’den 250.000 TL’ye kadar idari para cezası verilir. Buna karşın, yükümlülüğe aykırılık dolayısıyla menfaat temin edilmiş olması halinde verilecek idari para cezasının miktarı bu menfaatin iki katından az olamaz. Kanun ile yapılan değişiklik ile birlikte tüzel kişilere, aykırılığın ağırlığı ve etkilediği mağdur sayısı dikkate alınarak, yukarıdaki miktardan az olmamak üzere bağımsız denetimden geçmiş yıllık finansal tablolarında yer alan brüt satış hasılatının %1’i ile vergi öncesi kârının %20’sinden yüksek olanı oranında idari para cezası verilecektir.

Kanun’un tam metine buradan ulaşılabilir.

(28.02.2020)

Av. Derya ŞAHİNER